“Paşam, siz askerlikten istifa ettiniz. Benim bundan sonra bu vazifeme devam imkanım kalmadı. Müsaadenizle Kolordu Komutanı Kâzım Karabekir Paşa'dan askeri bir vazife isteyeceğim. Evrakı kime teslim etmemi emrediyorsunuz?”
«Ya öyle mi efendim? Peki efendim. Evrakı Hüsrev Bey'e devir edin efendim...»
Bu konuşma, Erzurum'da bugün
ADANA: Ali Rıza Güllüoğlu, Şevket Yılmaz.
AFYON KARAHİSAR: Mehmet Rıza Çerçel, Şevki Güler, Süleyman Mutlu.
AĞRI: Abdülkerim Beyazıt, Nevzat Güngör, Kasım Küfrevi.
AMASYA: Vehbi Meşhur, Kazım Ulusoy.
ANKARA: Hüseyin Balan, Orhan Birgit, Sinan Bosna, Osman Bölükbaşı, Şinasi Özdenoğlu, Emin Paksüt, Suna Tural, Cengizhan Yorulmaz.
ANTALYA: Ömer
ADANA: Cevdet Akçalı, Fazıl Güleç, M. Salahattin Kılıç, Melih Kemal Küçüktepepınar, Ali Cavit Oral, Emir H. Postacı, Kemal Satır, Ahmet Topaloğlu, Turgut Topaloğlu, Alpaslan Türkeş, Hüsamettin Uslu.
ADIYAMAN: M. Zeki Adıyaman, Ali Avni Turanlı.
AFYON KARAHİSAR: Hasan Dinçer, Hamdi Hamamcıoğlu, Ali İhsan Ulubahşi, Kazım Uysal.
AMASYA: Yavuz
M.Kemal, 18 Haziran 1919 günü Amasya’dan, Edirne’deki 1. Kolordu Komutanlığına yolladığı emirde şöyle diyor: “Umum Anadolu ve Trakya Müdafaa-yı Hukuk-u Milliye ve Redd-i İlhak cemiyetlerini tevhit etmek(birleştirmek) ve Anadolu ve Rumeli umum vilayatının murahhaslarından mürekkep kuvvetli bir heyet-i merkeziye teşkil etmek takarrür etti(kararlaştırıldı).” (Nutuk, 3.C., 19. belge)
Sivas Kongresi, bu kararın sonucudur. Karabekir, bölgesel ve sınırlı bir yaklaşım içindeyken, M.Kemal, sorunu bir bütün olarak ele alıyor. Aralarındaki büyük farkın biri de budur.
A.Fuat Cebesoy diyor ki: “Amasya kararları ile ayrı ve bölgesel teşebbüsler birleştirilmiş, bütün milletin, istiklal ve vatanımızın uğradığı tehlike etrafında birlik olduğu harice ve dahile gösterilmiştir. Amasya kararları toplayıcı bir ruh taşımaktadır. Şunu hemen ilave etmeliyim ki bunun başlıca amili de M.Kemal Paşadır.” (M.M. Hatıraları, s. 76)
Fevzi Çakmak da şöyle diyor: “Eğer Mondros Mütarekesini takip eden aylarda, bir tayyareden Anadolu’ya bakarsanız, yer yer yanan ateşler(Redd-i İlhak ve Müdafaa-yı Hukuk dernekleri) görülecektir. Bu ateşleri birleştirecek bir alev lazımdı. İşte onu M.Kemal Paşanın meşalesi temin etti.” (Aktaran T.Z. Tunaya, Türkiye’de Siyasi Partiler, s. 475)
A.Reşit Rey, Padişahın, hükümete katılması için kendisini teşvik ederken şöyle dediğini yazmaktadır:
□ Hükümetin bizzat sizin başkanlığınızda bulunmasının uygun olacağını biliyorum. Fakat Ferit Paşa, İngiltere hükümeti gözünde güvenilir olduğundan, şu sırada iş başına getirilirse, iyi bir etki yaratacağı ihsas edildi (üstü kapalıca bildirildi, sezdirildi)." (İ.M.K.İnal, Son Sadrazamlar, s.2053)
Olayı Ali Fuat Türkgeldi de doğruluyor:
□ "[Ferit Paşanın İngilizlerden sağlam bir söz alıp almadığı keyfiyetini sormam üzerine] Padişah söz aldığını belirterek "Evet!" dedi. Acaba İngilizler mi Ferit Paşayı, Ferit Paşa mı Padişahı, Padişah mı bizi aldattı?" (s.260)